
Giriş
Bolu Kartalkaya Grand Kartal Otel’de 21 Ocak 2025’te meydana gelen yangın, Türkiye’de yangın güvenliği eksikliklerini bir kez daha gündeme taşıdı. Kartalkaya Otel Yangını, 78 vatandaşının hayatını kaybettiği, birçok kişinin yaralandığı bir felakete dönüşerek ihmallerin ağır sonuçlarını gözler önüne serdi. Yangının çıkış nedenleri ve olay anındaki güvenlik önlemlerinin yetersizliği, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ve bu tür toplu yaşam alanlarında güvenlik standartlarının sorgulanmasına neden oldu.
Bu trajik olay, 2016 yılında yaşanan ve benzer ihmaller zinciri sonucu 12 kişinin hayatını kaybettiği Aladağ Yurt Yangını ile birçok ortak noktaya sahiptir. Her iki vakada da yetersiz denetim, yangın güvenliği eksiklikleri ve ihmaller zinciri öne çıkmaktadır. Kartalkaya Otel Yangını olayında yaşananlar, Türkiye’de toplu yaşam alanlarındaki yangın güvenliği uygulamalarını sorgulamak ve yargı kararlarını daha iyi anlamak açısından Aladağ Yurt Yangını Kararı ile karşılaştırmalı bir değerlendirme yapmayı gerektirmektedir.
Bu makalede, Kartalkaya Otel Yangını üzerinden yangın güvenliği ihmalleri ve hukuki sorumluluklar analiz edilecek; ardından, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2022/10071E, 2024/2994 K nolu 5.6.2024 tarihli Aladağ Yurt Yangını Kararı temel alınarak emsal nitelikteki hukuki süreçler ele alınacaktır.
Olayın Özeti
Aladağ Yurt Yangını, eski ve bakımsız bir elektrik tesisatında meydana gelen kısa devre sonucu başlamış, yangın kısa sürede binanın tamamına yayılmıştır. Binanın poliüretan kaplamalarla kaplı olması, yangın sırasında tahliyeyi zorlaştırmış ve ölümler karbonmonoksit zehirlenmesi ile vücutta yaygın yanıklar nedeniyle gerçekleşmiştir.
Yangın sırasında bina içerisindeki acil çıkış kapılarının PVC malzemeden yapılmış ve dar olması, yangın tatbikatlarının yapılmamış olması ve yangın algılama sistemlerinin eksikliği tahliye sürecini imkânsız hale getirmiştir.
Yargı Süreci:
Yerel Mahkeme Kararı
İlk derece yargılamasında, sanıklar taksirle ölüme neden olma (TCK 85/2) suçundan mahkum edilmiştir. Verilen cezalar şu şekildedir:
Yurt müdürü: 12 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası.
Yurt yönetim kurulu üyeleri: 8 yıl 10 ay 20 gün ile 11 yıl 1 ay 10 gün arasında değişen hapis cezaları.
Yangın söndürme ekipmanını sağlayan şirket yetkilisi: İlliyet bağının bulunmadığı gerekçesiyle beraat.
Mahkeme, sanıkların bilinçli taksir düzeyinde kusurlu olduklarına kanaat getirmiştir. Bilinçli taksir, failin tehlikeyi öngörmesine rağmen gereken tedbirleri almamasıdır. Olayda sanıkların uyarılara rağmen tedbir almamış olmaları bu kapsamda değerlendirilmiştir.
İstinaf Mahkemesi Kaldırma Kararı
İstinaf Mahkemesi, sanıklar hakkında cezanın üst hadden tayin edilmemesi ile bilinçli taksir nedeniyle üst orandan arttırım yapılmamasının hukuka aykırı olduğu gerekçeleriyle kaldırmış TCK 85/2 ve 22/3 m gereği mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur.
Adana Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kaldırılan karada cezaların yeniden belirlenmesinin gerekçeleri şunlardır:
Yerel mahkemece verilen cezaların, olayın ağırlığıyla uyumsuz ve alt sınırdan verilmiş olması.
Bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmasında cezaların yeterince artırılmamış olması.
İstinaf İncelemesi Sonrası Bilinçli Taksir Değerlendirmesiyle Artan Cezalar:
· Yurt müdürü: 15 yıl hapis cezası.
· Yönetim kurulu üyeleri: 11 yıl 3 ay ile 13 yıl 9 ay arasında değişen hapis cezaları.
· Yangın tüplerini sağlayan şirket yetkilisi: Taksir ile öldürme suçu kapsamında mahkumiyet kararı.
Yargıtay Kararı İncelemesi
Yargıtay, İstinaf Mahkemesi’nin kararını hukuka uygun bulmuş ve şu değerlendirmelerde bulunmuştur:
Sanıkların, mevzuata aykırı davranışları ve tedbir almama yoluyla, bilinçli taksirle hareket ettikleri.
İstinaf Mahkemesi’nin artırılmış cezalarının, olayın ağırlığıyla uyumlu olduğu.
Yangına ilişkin uyarılara rağmen hiçbir önlem alınmamış olmasının, olayın sonuçlarını doğrudan etkilediği.
Yargıtay, temyiz taleplerini reddederek İstinaf kararını onamıştır.
Tespit Edilen Eksiklikler ve Uyulmayan Yönetmelik Hükümleri
Yangın Algılama ve Alarm Sistemleri:
Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik (BYKY) 75. Madde: Yangın algılama sistemlerinin bulunması zorunludur. Ancak yurt binasında bu sistemler mevcut değildi.
Kaçış Yolları ve Merdivenler:
BYKY 157. Madde: PVC kapılar yerine yangına en az 60 dakika dayanıklı kapılar kullanılması gerekir. Ancak yurt binasındaki kaçış kapıları PVC malzemedendi ve yönetmelik standartlarını karşılamıyordu.
Kaçış merdivenlerinin genişliği yetersizdi (57 cm), oysa yönetmelik 70 cm genişlik şartı koymaktadır.
Yangın Tatbikatı Eksikliği:
Milli Eğitim Bakanlığı Yangın Önleme ve Söndürme Yönergesi: Yılda en az bir kez yangın tatbikatı yapılması gereklidir. Ancak tatbikat yapılmadığı tespit edilmiştir.
Elektrik Tesisatı Eksiklikleri:
BYKY 68. Madde: Elektrik tesisatının modernize edilmesi ve kısa devre koruma sistemlerinin kurulması zorunludur. Yurt binasında bu koruma sistemleri mevcut değildi.
Yangın Söndürme Ekipmanları Eksikliği:
BYKY 99. Madde: Yangın tüpleri bakım için alındığında geçici tüpler bırakılmalıdır. Ancak yangın tüplerini sağlayan firma bu yükümlülüğe uymamıştır.
Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin Amacı ve Sorumluların Tespiti
BYKY, toplu yaşam alanlarında yangın güvenliği önlemlerinin alınması, bu önlemlerin uygulanması ve denetlenmesi konusunda çerçeve düzenlemeler sunar. Yönetmeliğin 1. maddesi, yangınların önlenmesi ve etkilerinin en aza indirilmesi için alınması gereken tedbirleri şu şekilde tanımlar:
· Yangın güvenliği sistemlerinin projelendirilmesi, uygulanması ve işletim sürecinde standartlara uygun hale getirilmesi.
· Yangın öncesi ve sonrası süreçlerin organizasyonu, eğitimi ve denetiminin sağlanması.
Madde 6, yangın güvenliği sorumluluğunu şu kişi ve kuruluşlara yükler:
· Yapı sahipleri ve işletmeciler: Yangın güvenliği sistemlerinin kurulmasından ve işletiminden sorumludur.
· Yapı ruhsatı veren idareler: Projelerin BYKY hükümlerine uygunluğunu denetlemekle yükümlüdür.
· Proje müellifleri ve müteahhitler: Projede eksiklik veya hata olması durumunda sorumluluk taşır.
Kartalkaya Otel Yangınında da yukarıdaki hükümlerin tamamına aykırı uygulamalardan bahsedilmektedir. Özellikle yangın alarm sistemlerinin bulunmaması ve tahliye yollarının uygun olmaması, sorumluluğu hem işletmeci kuruluşa hem de yapı sahibine yüklemektedir. Bunun yanı sıra ruhsat vermek ve denetlemekle yükümlü olan idarelerin sorumluluğu da tartışmasızdır.
Hukuki Değerlendirme:
Hepimizi derinden sarsan Aladağ Yurt Yangını ve bu olayın ceza yargılamasına ilişkin Yargıtay 12. Ceza Dairesi kararı, toplu yaşam alanlarındaki sorumluluk ihlallerinin aynen Bolu Kartalkaya Otel yangının da olduğu gibi çok ciddi hukuki sonuçlara yol açtığını açıkça ortaya koymaktadır. Bilinçli taksir çerçevesinde sanıklara verilecek cezalar, caydırıcılığı artırmak ve benzer ihmallerin tekrarını önlemek için kritik bir önem taşımaktadır. Kararda da görüldüğü üzere, yönetmelik hükümlerine aykırılıklar yalnızca idari değil, aynı zamanda ceza hukuku bakımından da doğrudan sorumluluk doğurmaktadır. Bu gibi olaylarda, ihmaller neticesinde meydana gelen ölümler ve yaralanmalar göz önüne alındığında, hukuki sorumlulukların ağırlaştırılmış cezalarla desteklenmesi gerektiği açıktır.
Sonuç ve Öneriler:
Türkiye'de toplu yaşam alanlarındaki güvenlik eksikliklerinin trajik sonuçlarını ortaya koyan bu ve benzer faciaların önlenmesi için şu adımlar atılmalıdır:
Denetimlerin Sıkılaştırılması ve Merkezileştirilmesi:
Mevcut denetim mekanizmaları güçlendirilerek, yapı ruhsatı veren idarelerin, sertifikasyon süreçlerini yürüten özel kuruluşların ve sigorta şirketlerinin görevlerini eksiksiz yerine getirmesi sağlanmalıdır.
Sorumlu Bakanlıklar, belediyeler ve diğer ilgili kurumlar arasında koordinasyonu sağlayacak merkezi bir denetim mekanizması oluşturulmalıdır.
Yönetmeliklerin Etkin Uygulanması ve Uyumluluğun Denetimi:
Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik (BYKY) ve diğer ilgili düzenlemeler, tüm yapı ve tesislerde tam olarak uygulanmalıdır. Özellikle yangın algılama ve tahliye sistemleri gibi kritik bileşenler üzerinde düzenli kontroller yapılmalıdır.
Sertifikasyon ve uygunluk belgelerini düzenleyen kuruluşlar, devlet tarafından sıkı bir denetime tabi tutulmalıdır.
Eğitim ve Farkındalık:
Yangın güvenliği konusunda yurt müdürleri, otel yöneticileri ve diğer işletme sahiplerinin bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır. Bu kapsamda yangın tatbikatlarının düzenli olarak yapılması zorunlu hale getirilmelidir.
Kamuoyunda, toplu yaşam alanlarında güvenliğin önemine dair farkındalık oluşturulmalıdır.
Caydırıcı Hukuki Yaptırımlar:
İhmal ve yönetmelik ihlallerine karşı cezai yaptırımlar ağırlaştırılmalı, ihmal sonucu meydana gelen yangınlarda hukuki sorumluluk yalnızca idari para cezalarıyla sınırlı kalmamalıdır.
Yapı sahipleri ve işletmeciler, meydana gelen zararların büyüklüğüne uygun şekilde cezalandırılmalıdır.
Kurumlar Arası Yetki ve Görev Dağılımının Netleştirilmesi:
Turizm Bakanlığı ve belediyeler gibi kurumlar arasında yaşanan yetki ve sorumluluk çatışmaları, net yasal düzenlemelerle çözüme kavuşturulmalıdır. Bu düzenlemeler, her kurumun görev alanını açıkça tanımlayarak, denetim ve kontrol süreçlerini daha etkili hale getirecektir.
Sertifikasyon ve Uygunluk Belgelerinde Şeffaflık ve Bağımsızlık:
Yangın güvenliği sertifikasyon süreçleri, özel kuruluşlar tarafından yürütülse bile devletin sıkı kontrolüne tabi olmalıdır. Bu belgelerin düzenlenmesi sırasında sahada yapılan denetimlerin detaylı raporları kamuya açık hale getirilmelidir.
Denetimlerdeki eksikliklerin giderilmediği yapılara sertifikasyon verilmemeli, bu eksiklikler giderilinceye kadar yapıların faaliyetleri durdurulmalıdır.
Bu makale, Kartalkaya Otel Yangını üzerinden Türkiye’de yangın güvenliği ve hukuki sorumluluklar üzerine bir farkındalık yaratmayı amaçlamakta olup, toplu yaşam alanlarında güvenlik standartlarının artırılması için bir çağrıdır.
Av. Ayşe Gül Hanyaloğlu
HANYALOĞLU&ACAR HUKUK BÜROSU