
Hekime karşı işlenen suçlar arasında yaralama, görevi yaptırmamak için direnme suçları sıkça karşılaşılan ve fiziksel şiddet içeren suçlardır. Bu tip bir olayın yaşanması durumda ilgili kurumun kamera görüntüleri ve darp raporu ile suç kolayca ispat edilebilmektedir. Bunun yan ısıra hekimeler aleyhine işlenen ve görece olarak ispatında zorluk çekilen suçlar ise hakaret ve tehdittir.
Kimi zaman bu suçlara ilişkin olarak ispat güçlüğü çekileceği kimi zaman ise gereken cezanın verilmeyeceği gibi düşüncelerle hekimler suç duyurusunda bulunmaktan kaçınmaktadır. Hekim müvekkilimiz adına takip ettiğimiz bir dosyada, tehdit suçunun oluştuğu yönünde aldığımız karardan iki maksatla kısaca bahsetmek isteriz.
Karar ile Dikkat Çekilen İki Husus:
İlk vurgulamak istediğimiz husus;
suça ilişkin ispatın tanık delili ile yapılabileceği,
hekime karşı şiddetin önlenmesi amacıyla 15.04.2020 tarihinde 3359 Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nunda yapılan yasa değişikliğinde “hükmün açıklanmasını geri bırakılması kararının” uygulanmaması yönünde bir düzenleme yapılmamasına dair eleştirimizdir.
Tehdit Suçunun Cezası Nedir?
Tehdit suçu Türk Ceza Kanunu madde 106/1’de “ Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” şeklinde tanımlanmıştır.
Tehdit suçunun ceza kanunundaki yerini tespitten sonra inceleme konusu olaya dönersek:
Tehdit Konusu Olay Neydi?
Şikayet konusu olay kısaca şöyledir; geçirmiş olduğu ameliyatın sonucundan memnun olmadığını, iyileşme sürecinin belirtilenden uzun sürdüğünü ifade eden hasta, hekimin muayenehanesine kontrole gitmiştir. Kontrolde, tıbbi konuda hiçbir sorun tespit edilmediği iletilen kendisine hasta, bu yanıttan memnun olmamıştır. Muayenehaneden ayrıldıktan sonra konunun aklına takıldığını, moralinin bozulduğunu ifade ederek, hekimin muayenehanesini aramış ve asistanına hekim ile görüşmek istediğini belirtmiştir. Hasta, telefonda doktora; ”seni ilk fırsatta öldüreceğim, dışarıda yakalayacağım, otellere, restoranlara gideceğin zaman takip edeceğim” diyerek #tehdit etmiştir. Telefonun hoparlörde olması nedeni söz konusu görüşme hekimin asistanı tarafından da duyulmuştur.
Ceza Yargılamasında Karar:
Olaydan hemen sonra hekim adına Cumhuriyet Savcılığı’na yapmış olduğumuz suç duyurusu neticesinde iddianame tanzim edilerek Asliye Ceza mahkemesinde dava açılmıştır. Yapılan yargılamada hekimin asistanı tanık olarak dinlenmiş ve tehdit suçunu oluştuğu ispat edilmiştir. Ceza yargılaması neticesinde verilen karar şu şekildedir:
HÜKÜM:
Sanığın, sabit olan tehdit suçundan eylemine uyan 5237 sayılı yasanın 106/1-1.cümle gereğince sanığın suçu işleyiş şekli, fiilinin özellikleri, kast yoğunluğu, suçun işlendiği yer ve zaman, meydana gelen zarar durumu göz önüne alınarak takdiren 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Sanığın, geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gözönüne alınarak sanık hakkında verilen ceza 5237 sayılı yasanın 62 maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek sanığın 5 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Basit yargılama usulü uygulandığından, 7188 sayılı Yasa ile değişik CMK’nın 251/3. maddesi gereğince, sonuç cezadan 1/4 oranında indirim yapılarak 3 AY 22 GÜN HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Sanığın sabıkasız oluşu göz önüne alınarak hakkında verilen hükmün 5271 sayılı yasanın 231 maddesi gereğince HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,
Sanığın 5271 sayılı yasanın 231/8 maddesi gereğince 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına,
Sanığa denetim süresi içerisinde takdiren yükümlülük yüklenmemesine,
Denetim süresi içerisinde dava zaman aşımının durduğunun ihtarına 5271 sayılı yasanın 231/10 maddesi gereğince denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlememesi halinde açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verileceğinin sanığa ihtarına,
5271 sayılı yasanın 231/11 maddesi gereğince denetim süresi içerisinde sanığın kasten yeni bir suç işlemesi halinde mahkememiz tarafından verilecek hükmün açıklanacağının sanığa ihtarına,..” şeklinde karara bağlanmıştır
Neden iki Kez İndirim Uygulandı?
Kararda dikkat çekmiş olabileceğini düşündüğümüz husus tehdit suçunu sabit olması nedeniyle verilen 6 ay hapis cezasının, TCK’nın 62 maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirildikten sonra sonuç cezadan 1/4 oranında indirim yapılmasıdır.
İndirim uygulanmasının nedeni basit yargılama usülü sürecinin işletilmesidir.
#BasitYargılamaUsulu Nedir?
Basit yargılama usulü; iddianamenin kabulünden sonra bazı suçlarda mahkemenin takdirine bağlı olarak uygulanan bir usuldür. Duruşma yapılmadan evrak üzerinde yürütülür. Adli para cezası veya üst sınırı 2 yıl veya daha az hapis cezası gerektiren suçlarda uygulanabilir.
CMK madde 251’de şartları belirtilmiştir. Yasaya göre;
1) Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.
(2) Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir.
(3) Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın, Türk Ceza Kanunu’nun 61 inci maddesi dikkate alınmak suretiyle, 223 üncü maddede belirtilen kararlardan birine hükmedilebilir. Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.
(4) Mahkemece, koşulları bulunması hâlinde; kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya hapis cezası ertelenebilir ya da uygulanmasına sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir….”şeklidedir.
Dolayısıyla ¼ oranında yapılan ilave indirim yasa gereğidir.
Kararda yer alan ilave indirimin sebebi, 23.10.2019’da Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251’inci maddesinde yapılan düzenleme ile basit yargılama usulünün uygulanmaya başlamış olmasıdır.
Bu noktada dikkat çekme istediğimiz husus; hekime karşı şiddetin önlenmesi amacıyla 15.04.2020 tarihinde 3359 Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nunda yapılan yasa değişikliğinde “hükmün açıklanmasını geri bırakılması kararının” uygulanmaması yönünde bir düzenleme yapılmamış olmasıdır.
Bilindiği üzere 359 Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu 12. maddesi;
“Hekime karşı işlenen kasten yaralama (madde 86), tehdit (madde 106), hakaret (madde 125) ve görevi yaptırmamak için direnme (madde 265) suçlarında;
a) İlgili maddelere göre tayin edilecek cezalar yarı oranında artırılır.
b) Türk Ceza Kanununun 51 inci maddesinde düzenlenen hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmaz. (Ek fıkra: 15.04.2020 t. 7243 s. K. m.28) “şeklindedir.
Ancak #hekimeşiddet in önlenmesi amacıyla yapılan yasa değişikliği, temel yasada (CMK madde 231) mevcut olan “#hükmünaçıklanmasınıngeribırakılması” hükmünün uygulanmasını ortadan kaldırmadığından eleştirilmeye devam edilecektir.
Av. Ayşe Gül HANYALOĞLU
HANYALOĞLU & ACAR HUKUK BÜROSU