Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddetin Önlenmesine İlişkin Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifinde; tıbbi uygulama hatası nedeniyle açılan “tazminat davalarına” ilişkin bir değişiklik mevcut değildir. Şu anki mevcut yasalar gereği kamu ve üniversitede de çalışan hekimler aleyhine doğrudan tazminat dava açılması mümkün değildir. Özel Hastanede çalışan sağlık mensubu açısından ise çalıştıkları kurumlar ile birlikte veya doğrudan tazminat davası açılabilmektedir. Dolayısıyla yasa teklifinde tazminat davası açılabilmesi koşulları açısından herhangi bir değişiklik bulunmamaktadır.
Getirilen en önemli değişiklik iki konudadır:
Ceza soruşturmasında: Mevcut yasal uygulamada; ceza soruşturması için; özel hastanede çalışan hekimler hakkında doğrudan soruşturma başlatılabilirken, yeni yasa ile özel hastanede çalışan hekimler için de kamuda çalışan hekimlerde olduğu gibi soruşturma izni alınması zorunluluğu getirilecektir.
Rücu Kararında: Şu anki mevcut düzenlemeye göre; idareler ödedikleri tazminatı rücu etmeden önce rücu komisyonu oluşturarak, kime ne kadar rücu edilmesi gerektiği konusunda karar almaktadırlar.
Rücu prosedürüne getirilecek değişiklikle, rücu komisyonu yerine Mesleki Sorumluluk Kurulu’nun kararı gerekecektir.
Kanun Teklifinin İncelenmesi:
TBMM Adalet Komisyonunda görüşülen “2/4290 Esas No, 16.03.2022 tarihli Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin” aynen yasallaşması halinde, sağlık çalışanları aleyhine açılan malpraktis davalarına etkisi hakkındaki görüşümüz aşağıdadır:
Kanun teklifinde “malpraktis yargılamalarına ilişkin” genel gerekçede; “…sağlık çalışanlarının yaptıkları işin önemi, insan sağlığı ve hayatıyla doğrudan ilgili olması ve karmaşık niteliği dikkate alınarak tıbbi işlem ve uygulamalardan kaynaklanan suçlar nedeniyle adli soruşturma yapılabilmesi için var olan “izin kurumu”nun gözden geçirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çerçevede uzmanların yer aldığı bir kurul oluşturulmak suretiyle sağlık mesleğinin icrası kapsamında işlenebilen suçlar bakımından cezai soruşturma yapılabilmesi bu kurulun iznine bağlanmaktadır. Bununla birlikte, hatalı tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle devletin ödediği tazminatın ilgili sağlık çalışanından rücuen talep edilmesi konusunda da aynı kurul tarafından karar verilmesi öngörülmektedir.” şeklindeki açıklamalara yer verilmiştir.
Getirilen Değişiklikler:
Sağlık Bakanlığı bünyesinde “Mesleki Sorumluluk Kurulu” (MSK) oluşturulacak.
Ceza Soruşturması için:
Kamu ve özel sağlık kurumları ile vakıf üniversitelerinde görev yapan hekim, diş hekimleri ve diğer sağlık meslek mensupları hakkında mesleki faaliyetleri nedeniyle adli soruşturma yapılabilmesi için MSK tarafından izin verilmesi usulü getirilecek.
İzin şartı; aile sağlık merkezleri, işyeri hekimliği, özel veya resmi poliklinikler, semt poliklinikleri, muayenehaneler, devlet hastaneleri, özel hastaneler, tıp merkezleri, ağız ve diş sağlığı merkezleri, diyaliz merkezleri, toplum ruh sağlığı merkezleri gibi her basamaktan kamu veya özel sağlık hizmet sunucusunda görev yapan askeri ve sivil meslek mensupları için uygulanacak.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa tabi olan devlet üniversitesi mensuplarına bu usul uygulanmayacak, YÖK Kanunu aynen uygulanmaya devam edecek.
MSK kararlarına karşı on gün içinde Ankara Bölge İdare Mahkemesinde itiraz edilebilecek.
Rücuen Tazminat Talepleri için:
Tıbbi uygulama hatası nedeniyle idare tarafından tazminat ödenmesi durumunda, ödenen tazminatın rücu edilip edilmeyeceğine ve miktarına MSK karar verecek. Kamu kurum ve kuruluşları ile devlet üniversitelerinde çalışan hekimler, diş hekimleri ve diğer sağlık meslek mensuplarına rücu için MSK kararı aranacak.
MSK, rücu kararı verirken; sağlık mensubunun görevinin gereklerine aykırı hareket edip etmediğini, görevini kötüye kullanıp kullanmadığı ve kusur durumunu değerlendirme yetkisine sahip olacak.
#Özelhastanedecalısan hekim için herhangi bir değişiklik yok yani MSK kararına gerek olmayacak.
Devam Eden Ceza Soruşturmalarına Etkisi:
Kamu Kurumunda Görev Yapan Sağlık Çalışanları İçin:
Kesinleşmiş Soruşturma İzni Kararı Var İse;
Yasa yürürlüğe girdiğinde; haklarında kesinleşmiş bir soruşturma izni kararı olanlar bakımından, mevcut soruşturma ve kovuşturmalar aynen devam edecek, MSK kararı aranmayacaktır.
Soruşturma İzni Verilememesi Kararı Varı İse;
#Soruşturmaizni verilmeme” veya “işleme koymama kararı” bulunanlar bakımından ise; soruşturma veya kovuşturmaya devam edilmesi mümkün değildir. Yasa değişikliği nedeni ile yeni bir hukuki işlem yapılması söz konusu olmayacak.
Soruşturma İzni Kararı Henüz Kesinleşmemiş ise;
4483 sayılı Kanun hükümleri uyarınca haklarında kesinleşmiş bir karar bulunmayanlar yani soruşturma izni süreci başlamış ancak henüz tamamlanmayanlar bakımından soruşturma veya kovuşturmaya devam edilebilmesi için MSK izni talep edilecektir.
Özel Sağlık Kurumları ve Vakıf Üniversitelerinde Görev Yapan Sağlık Çalışanları İçin:
Bu kişiler hakkında tıbbi uygulamaları nedeniyle halen yürütülen soruşturma veya kovuşturmalarda MSK izni gerekecektir.
Devam Eden Rücu Davalarına Etkisi:
Kamu kurumları ve devlet üniversitelerinde görev yapan sağlık meslek mensupları hakkında devam eden rücu davası var ise;
Yasanın yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla görülmekte olan rücu davalarında mahkemeler davacı idareye “MSK’ ya başvurması” için iki aylık süre verecektir. Davacı idare, bu süre içinde Kurula başvurmazsa dava usulden reddedilecektir. Bu durumda yargılama gideri tarafların üzerinde bırakılacak ve davacı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmeyecektir.
Eleştiri:
Kanun teklifinin yasalaşması halinde en çok tartışma konusu, soruşturma iznini verecek olan Mesleki Sorumluluk Kurulu’nun yapısı olacaktır. Kurul üyeleri, Sağlık Bakanı tarafından belirlenen yedi üyeden oluşacak ancak kurulda biri dahili, diğeri cerrahi branştan olmak üzere sadece iki hekim bulunacaktır. Diğer üyeler ise Bakan yardımcısı, Sağlık Hizmetleri, Kamu Hastaneleri, Hukuk Hizmetleri, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürleri veya yardımcılarıdır.
Bu kurul; hekim uygulamalarının güncel tıp kurallarına uygun olup olmadığı, mevcut durumun tıbbi hata mı yoksa komplikasyon mu olduğunu değerlendirerek karar verecektir. Tıpta çok sayıda uzmanlık ve alt uzmanlık alanları mevcut iken branş ayrımı dahi olmaksızın sadece iki hekimin ve kamu görevlisi kurul üyelerinin vereceği kararlar hukuken tartışılacaktır. Tıbbi konuda verilecek kararların ilgili uzmanlık alanlarındaki hekimlerden oluşan bir heyet tarafından verilmesi gerekir.
Hukuk usulündeki temel düzenlemeler gereği, mahkemelerin atadığı bilirkişiler dahi “özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz, hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamazlar” iken Mesleki Sorumluluk Kurulu sağlık mensubunun görevinin gereklerine aykırı hareket edip etmediğini, görevini kötüye kullanıp kullanmadığı ve kusur durumu değerlendirme yetkisine sahip olacaklar. Ayrıca MSK üyeleri rücu konusunda verdikleri kararlar sebebiyle sorumlu tutulamayacaklar ancak o konuda haklarında kesinleşmiş bir ceza mahkemesi kararı olması halinde sorumlulukları doğacak. Bu bağlamda kurulun yapısı ve kararları tartışılacaktır.
Ayrıca #kamuçalışan hekim olmasına rağmen sigorta poliçesi şartları gereği doğrudan sigorta şirketi aleyhine açılan davalar da yeni düzenlemenin dışında kalacaktır.
03.03.2022
Av. Ayşe Gül Hanyaloğlu
Hanyaloğlu- Acar Hukuk Bürosu
Comments