Giriş
Hekim aleyhine açılan rücu davalarında usulden ret halinde, vekalet ücreti düzenlemesi ile ilgili Anayasa Mahkemesi tarafından önemli bir karar verilmiştir. Bilindiği üzere 12.05.2022 tarihinde yapılan düzenlemeyle, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'na eklenen madde ile kamu kurumları ve Devlet üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensuplarının, mesleğin icrası kapsamında yaptıkları tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle idare tarafından ödenen tazminatın rücu edilip edilmeyeceğine ve rücu miktarına Mesleki Sorumluluk Kurulu (MSK) tarafından karar verileceği belirtilmiştir. Bu karar verilirken, sağlık çalışanının görevini kötüye kullandığına dair kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı dikkate alınarak rücu kararı verileceği düzenlenmiştir.
Bu düzenlemenin görülmekte olan rücu davalarında da uygulanacağı yasada belirtilmiştir. Bu kapsamda, maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla sağlık çalışanı aleyhine görülmekte olan rücu davalarında, mahkeme davacı idareye MSK’ya başvurması için iki aylık süre verileceği ve davacının bu süre içinde MSK’ya başvurmaması durumunda davanın usulden reddedileceği düzenlenmiştir. Ancak davanın bu şekilde usulden reddedilmesi halinde yargılama giderinin tarafların üzerinde bırakılacağı ve idare aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği yasada düzenlenmiştir.
Bu düzenleme karşısında, Küçükçekmece 5 Asliye Hukuk Mahkemesi ve İzmir Bölge Adliyesi 4. Hukuk Dairesi görülmekte olan dava sırasında Anayasa‘nın 2,5,13,35 ve 36’ıncı maddelerine aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur.
Yapılan inceleme neticesinde, Anayasa Mahkemesi 02 Ağustos 2024 tarihli ve 32620 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan kararı ile Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun geçici 13/2 fıkrasının 3. cümlesinde yer alan;” Bu durumda yargılama gideri taraflar üzerinde bırakılır ve davacı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmez” düzenlemesini iptal etmiştir.
Kamu kurumlarının dava şartını yerine getirmemesi nedeniyle verilen usulden ret kararlarında, yargılama giderlerinin kişilere yüklenmesinin hakkaniyete aykırı olduğu ve bu tür bir mali külfetin kişiler üzerinde ağır bir yük oluşturduğu belirtilmiştir.
İptal Edilen Hükmün İçeriği
İptali istenen 3 cümlenin yer aldığı hüküm şu şekildedir: "Kamu kurum ve kuruluşları ve Devlet üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensuplarının sağlık mesleğinin icrası kapsamında yapmış oldukları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle idare tarafından ödenen tazminattan dolayı açılan rücu davalarında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla yargılaması devam edenler bakımından ek 18 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca karar verilmek üzere Mesleki Sorumluluk Kuruluna başvurması için davacıya iki aylık süre verilir. Başvuru yapılmaması hâlinde dava usulden reddedilir. Bu durumda yargılama gideri taraflar üzerinde bırakılır ve davacı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmez."
Anayasa Mahkemesi Kararının Gerekçeleri
Anayasa Mahkemesi, Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun geçici 13/2 fıkrasının 3. cümlesinin iptaline yönelik kararında aşağıdaki gerekçelere dayanmıştır:
1. Mahkemeye Erişim Hakkı: Anayasa’nın 36. maddesi, herkesin meşru vasıta ve yollarla yargı mercileri önünde iddia ve savunma hakkına sahip olduğunu düzenlemektedir. Anayasa Mahkemesi, iptali istenen hükmün mahkemeye erişim hakkını kısıtladığını ve bu nedenle Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtmiştir. Kamu kurumlarına mali külfet yüklenmemesi amacıyla getirilen düzenlemenin, kişilerin yargı yoluna başvurma haklarını sınırlayarak adil yargılanma hakkını ihlal ettiği vurgulanmıştır.
2. Adil Yargılama İlkesi: Anayasa Mahkemesi, kamu kurumlarının Mesleki Sorumluluk Kurulu’na başvuru yapmaması durumunda davanın usulden reddedilmesi ve yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasının adil yargılama ilkesine aykırı olduğuna karar vermiştir. Mahkeme, yargılama sürecinde tarafların eşit şartlarda ve adil bir şekilde yargılanma hakkının gözetilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
3. Mali Külfet ve Hakkaniyet: Düzenlemenin, kamu kurumlarının dava şartını yerine getirmemesi nedeniyle usulden ret kararı verilen davalarda yargılama giderlerinin kişilere yüklenmesini haklı kılmadığı belirtilmiştir. Mahkeme, bu tür bir mali külfetin kişiler üzerinde ağır bir yük oluşturduğunu ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirtmiştir.
Sonuç
Anayasa Mahkemesi, iptale konu düzenlemenin mahkemeye erişim hakkını kısıtladığını tespit ederek, kamu kurumlarının dava şartını yerine getirmemesi nedeniyle yargılama giderlerinin kişilere yüklenmesini hakkaniyete aykırı bulmuştur. Bu karar, rücu davası sırasından idarenin iki ay içince Mesleki Sorumluluk Kurulu’ndan alınmış bir rücu kararı sunulmaması durumunda, davanın usulden ret edilerek, idare aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilebileceğini ifade etmektedir.
Arb. Av. Ayşe Gül Hanyaloğlu
Comments