Sağlık Alanında Yeni Düzenleme: 24 Temmuz 2025 Yasa Değişikliği Neler Getirdi?
- Av. Ayşe Gül Hanyaloğlu
- 24 Tem
- 7 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 27 Tem

24. Temmuz 2025'de Resmi Gazetede yayımlanan Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda Ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun sağlık alanında köklü değişiklikler getirmiştir. Tabiplerin çalışma şartlarından, organ bağışı süreçlerine, elektronik ortamda hasta onamının alınmasından, özel sağlık kuruluşlarının tanıtım kurallarına kadar birçok başlıkta düzenlemeler içeren bu kapsamlı kanun değişikliği; hekimleri, sağlık çalışanlarını, özel sağlık kuruluşlarını, optisyenleri ve eczacıları yakından ilgilendirmektedir.
Bu yazıda, 21 Temmuz 2025 tarihli yasal düzenlemenin getirdiği yeni yükümlülükleri ve uygulamada yaratacağı hukuki sonuçları detaylı şekilde inceleyeceğiz.
Hekimlerin Çalışmalarına Yönelik Düzenleme
Yeni düzenlemeye göre;
Hekimler en fazla iki sağlık kurum ve kuruluşunda çalışabilecek.
Özel hastaneler, tıp merkezleri ve vakıf üniversitelerinde çalışan tabipler, diş tabipleri ve uzman hekimler, Sosyal Güvenlik Kurumu veya kamu kurumları ile sözleşmeleri olup olmamasına bakılmaksızın, 5510 sayılı Kanun'un 4/1-(a) bendi kapsamında (SSK) sigortalı statüsünde olacak.
Mevcut Çalışma İzinlerinin Durumu :
21 Temmuz 2025 tarihli yasa değişikliğiyle getirilen yeni düzenleme, yalnızca yürürlük tarihinden sonraki dönem için değil, önceden verilmiş çalışma izinlerini de kapsayacak şekilde bir geçiş düzenlemesi içermektedir. Buna göre;
Özel sağlık kurum ve kuruluşları ile vakıf üniversitelerinde çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, bu hükmün yürürlüğe girdiği tarihten önce verilmiş olan çalışma izinlerini sürdürebilmek için en geç 1 Haziran 2026 tarihine kadar yeni bir çalışma izni başvurusunda bulunmak zorundadır.
Belirtilen tarihe kadar başvuru yapılmaması halinde, mevcut çalışma izinleri iptal edilmiş sayılacaktır.
Çalışma alanı ilişkin belirtilen bu düzenlemeler kamu çalışanı hekimi kapsamamaktadır.
Elektronik Hasta Onamı ile İlgili Yeni Düzenleme
Yeni düzenleme ile, tabiplerin, diş tabiplerinin ve uzman hekimlerin hastalara yapacakları her türlü tıbbi müdahale için alınacak aydınlatılmış onamların artık elektronik ortamda da geçerli şekilde alınabilmesine olanak tanınmıştır.
Kanun hükmü gereği:
Hasta eğer reşit değilse veya kısıtlıysa, onam veli veya vasi tarafından verilebilecektir.
Elektronik ortamdan alınan onamlar, bilişim veya elektronik haberleşme cihazları üzerinden alınabilecek.
Kimlik doğrulaması, kimlik belgeleri, biyometrik yöntemler veya elektronik kimlik doğrulama sistemleriyle yapılacaktır,
Uygulamanın usul ve esasları, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun görüşü alınarak Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılacak düzenlemelerle netleştirilecektir.
Bu değişiklik, sağlık hizmetlerinde dijital dönüşüm açısından önemli bir adımdır. Bir çok malpraktis davasında onam belgeleri tartışmalar neden olduğu düşünüldüğünde, elektronik onam sayesinde hasta rızası süreci daha hızlı ve güvenli hale gelecek ve ispat sorunlarına çözüm olabilecektir.
Ancak veri güvenliği, kimlik doğrulama sistemlerinin güvenilirliği ve hasta mahremiyetinin korunması özel önlem gerektirecektir. Bu nedenle, uygulamada hekimin ve sağlık kuruluşunun sorumluluğu devam etmekte olup, doğru bilgilendirme ve geçerli onam alma yükümlülüğü aynen sürmektedir.
3. Sağlık Hizmetlerinde Tanıtım, Reklam ve Bilgilendirme Faaliyetlerine Getirilen Sınırlamalar
Yeni yasa ile Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na eklenen hükümlerle özel sağlık kuruluşlarının tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerine yönelik kapsamlı bir düzenleme getirilmiştir. Bu düzenlemeyle birlikte, özellikle reklam niteliği taşıyan, aldatıcı ve haksız rekabet doğuran tanıtımların yasak olduğunun altı çizilmiştir.
Tanıtım ve bilgilendirme faaliyetleri;
Sağlık kuruluşunun adresi ve iletişim bilgileri,
Çalışma gün ve saatleri,
Hasta kabul edilen uzmanlık dalları,
Görevli sağlık personelinin mesleki ve akademik unvanları,
Sağlığı koruyucu ve geliştirici nitelikteki genel bilgilerle sınırlı tutulmuştur.
Bu sınırların aşılması, yanıltıcı bilgi verilmesi, insan sağlığını tehlikeye düşüren veya sektörde haksız rekabet oluşturan tanıtım yapılması halinde, sağlık kuruluşlarına 100 bin TL’den az olmamak kaydıyla, bir önceki aya ait brüt hizmet gelirinin %2’sine kadar idari para cezası verileceği belirtilmiştir.
Aile Hekimliğine Uzmanlık İmkanı: SAHU Sistemi
21 Temmuz 2025 tarihli yasal düzenleme kapsamında, saha aile hekimliği uzmanlık eğitimi (SAHU) sistemine ilişkin önemli bir adım atılmış ve aile hekimliği alanında uzmanlaşmanın önü açılmıştır. Bu değişiklik, mevcut aile hekimlerinin uzmanlık eğitimine erişimini kolaylaştırarak birinci basamak sağlık hizmetlerinin niteliğini artırmayı hedeflemektedir.
Yeni düzenleme ile getirilen esaslar özetle şu şekildedir:
1 Ocak 2035’e kadar, Aile Hekimliği Kanunu hükümlerine göre sözleşmeli olarak görev yapan aile hekimleri, Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) merkezi yerleştirmesine tabi olmadan, Tıpta Uzmanlık Kurulu tarafından belirlenecek esaslara göre aile hekimliği uzmanlık eğitimi alabilecektir.
Eğitim süreci, uzaktan ve/veya kısmi zamanlı yöntemlerle yürütülebilecek, bu da sahada aktif görev yapan hekimlerin hizmetlerine devam ederken uzmanlık eğitimi almasını mümkün kılacaktır.
Eğitim süresi: Sözleşmeli aile hekimi olarak 5 yılını tamamlamamış olanlar için en az 6 yıl, 5 yılını doldurmuş olanlar için ise en az 4 yıl olarak belirlenmiştir.
Bu eğitimi alan aile hekimleri, rotasyon dönemlerinde döner sermaye ek ödemesinden (motivasyon ödemesi hariç) yararlanabilecektir.
Sağlık Meslek Lisesi Programlarında Unvan ve Eğitim Statüsü Değişiklikleri
Yeni yasa düzenlemesiyle birlikte, sağlık meslek liselerinde öğretim programlarına ilişkin önemli değişikliklere gidilmiştir. Bu kapsamda, “hemşire yardımcısı” ve “ebe yardımcısı” unvanları yürürlükten kaldırılmış, yerine “sağlık bakım teknisyeni” unvanı getirilmiştir. Aynı şekilde, “diş protez teknisyeni” unvanı ihdas edilerek bu alanda eğitim verecek programlar netleştirilmiştir.
Buna göre, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren sağlık meslek liselerinde yalnızca diş protez teknisyenliği ve sağlık bakım teknisyenliği programlarına yeni öğrenci kaydı yapılabilecektir. Mevcut durumda hemşire yardımcılığı ve ebe yardımcılığı programlarına kayıtlı olan öğrenciler eğitimlerine bu programlarda devam edecek; ancak mezuniyet sonrası kullanacakları meslek unvanı “sağlık bakım teknisyeni” olacaktır. Aynı şekilde, bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce mezun olmuş olan hemşire ve ebe yardımcıları da artık “sağlık bakım teknisyeni” unvanını kullanmakla yükümlü olacaklardır.
Unvan birliğinin sağlanması ile meslekler arasında terminolojik uyum hedeflenmiştir. Sağlık bakım teknisyeni unvanı ile geniş kapsamlı istihdam alanı yaratılabilir. Diş protez teknisyenliği gibi daha teknik branşların desteklenmesi, ağız-diş sağlığı alanındaki kalifiye personel açığını giderebilir. Ancak mevcut mezunların mesleki kimlikleri ve unvanlarına yönelik algıda belirsizlik yaratabilir.
Organ Bağışına İlişkin Yeni Düzenlemeler
21 Temmuz 2025 tarihinde kabul edilen ve sağlık mevzuatında önemli değişiklikler getiren yeni kanun kapsamında, organ bağışı süreçlerinin kolaylaştırılması ve güvence altına alınması amacıyla Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanun'da kapsamlı bir düzenlemeye gidilmiştir.
Yeni düzenlemenin temel amacı, organ bağışçısı sayısını artırmak ve organ bağışına ilişkin beyanların daha güvenli, dijital ve hukuki olarak geçerli yöntemlerle alınmasını sağlamaktır.
Düzenlemeye göre, bir birey sağlığında;
Vücudunun tamamını veya organ/dokularını tedavi, teşhis veya bilimsel amaçlarla bağışlamak istediğini,
e-Devlet sistemi veya Sağlık Bakanlığı bilişim altyapıları üzerinden, güvenli kimlik doğrulama yöntemleriyle beyan edebilecek.
Alternatif olarak, bu iradesini yazılı bir vasiyetle ya da iki tanık huzurunda sözlü olarak beyan etmesi de yeterli sayılacaktır.
Bu yollarla yapılan bağış beyanları, ölüm sonrası organ ve doku alınmasının önünü açacak hukuki geçerlilikte kabul edilecektir.
Yakınların Rızasına Karşı Bağışçının İradesi Esas
Dikkat çekici değişikliklerden biri ise, bağışçının sağlığında açıkladığı iradenin yakınlarının rızasından üstün tutulmasıdır. Yani bireyin hayattayken organ bağışına açıkça onay vermesi durumunda, yakın akrabalarının buna itiraz hakkı ortadan kalkacaktır. Bu düzenleme, organ bağışında aile engeliyle karşılaşılmasını önlemeye yönelik önemli bir ilerleme olarak değerlendirilmektedir.
Ancak bağışa dair böyle bir beyan yoksa, organ ve doku alınabilmesi için ölüm anında öncelikli olarak eş, reşit çocuklar, ana-baba veya kardeşlerden birinin; bunların da bulunmaması hâlinde yakın çevreden herhangi bir kişinin muvafakati aranacaktır.
Öncelikli Nakil Hakkı
Düzenlemeyle birlikte, bir kişinin organları başkalarına nakledildiyse, bu kişinin eşi ve birinci derece yakınları, ileride kendileri organ nakline ihtiyaç duyduklarında, acil hastalardan sonra gelmek üzere organ temininde öncelikli hak sahibi olacaklardır.
Organ bağışı beyanları, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na uygun şekilde, Sağlık Bakanlığı’nın merkezi sisteminde kayıt altına alınacaktır. Beyan sahibinin açıkça belirttiği kişiler dışında, bu beyanlar beyin ölümü gerçekleşene kadar üçüncü kişilerle paylaşılmayacak, organ bağışı iradesi, yalnızca ilgili ve yetkilendirilmiş görevliler tarafından erişilebilecek şekilde saklanacaktır. Bu düzenleme, kişisel veri güvenliği, bireysel mahremiyetin korunması ve hukuka uygun onam süreçleri açısından son derece önemlidir.
Ecza Ticarethaneleri ve Eczanelere Yönelik Yeni Yükümlülükler
21 Temmuz 2025 tarihinde kabul edilen sağlık alanındaki yasal düzenleme kapsamında, ilaç ve tıbbi ürünlerin tedarik zincirine ilişkin gözetim ve denetim sistemleri daha da güçlendirilmiş; ecza ticarethaneleri ile eczanelerin faaliyetlerine yönelik önemli yükümlülükler ve yaptırımlar getirilmiştir.
a. Ecza Ticarethanelerine İlişkin Değişiklikler
Mevzuata eklenen hükümlere göre:
Ecza ticarethaneleri, beşeri tıbbi ürünlerin ve özel tıbbi amaçlı gıdaların tedarik zinciri içerisindeki tüm hareketlerini, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen esaslara uygun şekilde takip sistemine bildirmekle yükümlü kılınmıştır. Bu yükümlülüğe aykırı davrananlara, ihlale konu ürünlerin depocu satış fiyatlarının iki katı tutarında idari para cezası uygulanacaktır.
Aynı fiilin bir yıl içinde tekrar etmesi hâlinde ceza bir kat artırılacak; üçüncü tekrarında ise ecza ticarethanesi ruhsatı iptal edilecektir. Ticarethaneler ayrıca, beşeri tıbbi ürünler, özel tıbbi amaçlı gıdalar ve etkin maddelerin muhafazasını ve dağıtımını, yine Bakanlık tarafından belirlenen teknik kriterlere uygun şekilde gerçekleştirmek zorundadır.
b. Eczanelere İlişkin Değişiklikler
“Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun”da yapılan değişikliklerle birlikte:
İlaç takip sistemine yönelik bildirim yükümlülüğü, artık özel tıbbi amaçlı gıdaları da kapsamaktadır.
Bu çerçevede eczaneler; özel tıbbi amaçlı gıdaların satışını, iadesini, eczaneler arası takasını, miadı dolmuş ürünlerin imhasını sisteme bildirmek zorundadır.
Eczacılar için bu yükümlülüğe aykırı hareket halinde, aykırı işlemdeki ürünlerin satış fiyatı toplamının iki katı kadar idari para cezası öngörülmektedir. Aynı ihlalin bir yıl içinde tekrar edilmesi durumunda, cezalar bir kat artırılarak uygulanacaktır.
Bu düzenlemelerle birlikte hem ecza ticarethanelerinin hem de eczanelerin faaliyetleri daha sıkı kurallara bağlanmaktadır.
Optisyenlik Mesleğinde Yeni Düzenlemeler ve Kurumsal Yapılanma
Optisyenler, müessese faaliyetlerine ilişkin kayıtları, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen usul ve esaslara uygun şekilde tutmakla yükümlü hale gelmiştir.
Kanuna aykırı optisyenlik uygulamalarında bulunanlara 100 bin TL ile 1 milyon TL arasında idari para cezası uygulanacaktır. “Optisyenlik uygulamaları”, “optisyenlik müessesi”, “mesul müdür”, “müessesede bulunma”, “optisyenlik unvanı”, “kayıt” ve “denetim” gibi alanlardaki yasaklar 5 yıl içinde tekrar edilirse ceza 2 katına çıkarılacak; bu yasaklara üçüncü kez aykırı davrananlar bir yıl süreyle meslekten men edilecektir.
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı doğrultusunda yeniden düzenlenen kurumsal yapı kapsamında; kamu kurumlarında asli ve sürekli kadroda çalışanlar ile aynı mekânda eczacılık yapanlar hariç, optisyen-gözlükçüler odaya üye olmadan mesleki faaliyette bulunamayacak.
Optisyenlik müessesesi kurmak isteyen kişi ya da şirketler, faaliyetlerini 30 gün içinde ticaret veya esnaf siciline tescil ettirmek ve sicil gazetesinde ilan ettirmek zorundadır. Bir ilde 150 optisyen-gözlükçü var ise oda kurulabilecek ve Sağlık Bakanlığı’na bildirim ile tüzel kişilik kazanılacaktır.
Odaların organları; Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Disiplin Kurulu ve Denetleme Kurulu olarak belirlenmiş ve çalışma usulleri netleştirilmiştir. Genel Kurullar her yıl eylül ayında toplanacaktır.
Tıbbi Cihazlar ve Denetim Yetkisinin Genişletilmesi
Yeni yasa, yalnızca sağlık hizmeti sunumunu değil, sağlık sisteminin altyapısını oluşturan tıbbi cihaz ve teknoloji denetimini de kapsamlı şekilde yeniden düzenlemiştir.
Yasayla birlikte artık her türlü tıbbi cihazın piyasaya arzı, dağıtımı, tanıtımı ve satış süreçleri daha sıkı bir kontrol mekanizmasına bağlanmıştır. Özellikle sahte ya da onaysız cihazların dolaşıma sokulması durumunda uygulanacak idari yaptırımlar ağırlaştırılmıştır.
Buna göre, sahte tıbbi cihazları piyasaya süren, bulunduran veya hizmete sunan gerçek ya da tüzel kişilere 1 milyon TL ile 10 milyon TL arasında değişen yüksek miktarlarda idari para cezası uygulanabilecektir. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı’nın yetkilendirdiği kurum ve merciler dışında cihazların satışını, reklamını, pazarlamasını ya da teknik servis hizmetini sunanlara da 500 bin TL ile 5 milyon TL arasında ceza verilecektir.
Aynı fiilin bir yıl içinde tekrar edilmesi durumunda cezaların birer kat artırımlı olarak uygulanacaktır. Denetim konusunda Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na daha geniş yetkiler tanınmıştır. Kurum, görev alanına giren ürün ve hizmetlerle ilgili olarak tüm gerçek ve tüzel kişilerden, kamu kurumlarından hatta elektronik ortamda tutulan her türlü mali bilgi ve belgeyi talep etme yetkisine sahiptir. Böylece ürün takibinin yalnızca sahada değil, belgeler ve finansal kayıtlar düzeyinde de yapılabilmesi sağlanmıştır.
Sonuç olarak; 21 Temmuz 2025 tarihinde kabul edilen bu kapsamlı yasa değişikliği, sağlık alanındaki birçok düzenlemeyi yeniden şekillendirmiştir. Ancak kanunla getirilen bu yeni kuralların uygulamadaki etkileri, önümüzdeki süreçte yayımlanacak ikincil mevzuatlar ve yönetmeliklerle birlikte daha somut biçimde ortaya çıkacaktır. Sağlık hizmeti sunucuları ve ilgili meslek grupları açısından bu gelişmeleri yakından takip etmek büyük önem taşımaktadır.
Av. Ayşe Gül HANYALOĞLU